6 Ekim 2011 Perşembe

Saraylar Köyü - Marmara Adası

Saraylar Köyü; Marmara Adası'nın minik ve şirin bir beldesi. Marmara Adası; adı üstünde Marmara Denizi'nin ortasında; uydudan bakılınca Erdek ile Tekirdağ arasındaki pek de ufak olmayan bir ada. Saraylar ile ilgili anılarım 5 yaşımdan sonraki döneme dayanır. Henüz ufak bir veletken, anne ve babanız sizi kolundan çekip istediği yere götürür, hiç bir şeyi sorgulayamaz halde ve tamamen ailenizin egemenliği altında mutlu mesut yaşarsınız. Tabi bu durum reşit olana kadar ve bazıları için reşit olduktan sonra da geçerliliğini korumaya devam eder. Benim babam bu adada doğup büyümüş, tabiri caizse tam bir ada çocuğu. Fakat daha sonra üniversite, iş güç derken İstanbul'a mıhlanıp kalmış. Ablam ve ben iyice büyüdükten sonra, (buna kendi ayakları üzerinde durabilme yeteneği diyoruz) adaya geri dönüş yaptı. Orada işini kurdu ve İstanbul'da yapabilceğinden çok daha fazlasını yapabiliyor. Annem yazları adada, kışları İstanbul'da göçebe hayatı yaşarken, ben ve ablam için de aynı sistem işliyor.

Küçük yaşlarda değil adaya gitmek, lafı geçti mi bile tüylerim diken diken olurdu. Henüz kendi evimiz yoktu ve akrabalarımızın evinde kalmak zorunda kalırdık. Bir odada hamsi gibi salamuraya yatırılmış insanlarla paylaşılan hiç bitmeyen, uykusuz ve bol horlamalı geceler. Benim için adaya gitmek bir travma haline gelmişti. Hergün sabah akşam köyden denize yürümek, güneşin altında o toz toprak yolu tırmanmak, denizdeki deniz anaları ile başetmek için uygulanan stratejik hareketler..Tabi nankörlük yapmamak lazım bana kattığı şeyler de var; coca-cola yerine R&C kola içip kola konseptinden nefret etmek (şu an 30 yaş civarındayım ve halen kola yerine ne olursa içerim), 2 tekerlekli bisiklete binme hakimiyeti arttırmak, tır lastiği ile denizdeki ilk sörf denemeleri, ineklerden koşarak kaçma sanatı, dut ağacına çıkma ve çıkıpta inememe özelliği vb. Aslında bakınca o yaşlar için keyifli bir yer. Fakat ne zaman ki ergen bir birey olup, bütün arkadaşlarım yaz tatilinde güneye inerken, ben halen adaya gitme durumları olunca, orda film koptu. Aktif ada ziyaretlerimi 2000 senesinde jübile yaparak tamamladım.

Aradan 9 yıl geçmişti. Ve babam son 4 senedir yaz, kış yerleşmişti adaya. Denize yakın, güzel bir ev yapmıştı.(kendisi inşaat mühendisi - müteahhit, ve cidden evi kendisi yaptı) Hikayenin devamından evvel Saraylar Köyü hakkında bir kaç genel bilgiden bahsetmek istiyorum.

Köy, Bizans döneminden bu yana yerleşim yeri olarak kullanılmakta ve özellikle mermer ocakları ile ünlü. Meşhur Marmara mermeri buradan çıkmaktadır. Köy halkının çoğu mermercilik yapmakta ve altlarında son model jeep lerle gezmektedir. Mermer ocakları hakkında ne kadar bilginiz var ya da daha evvel mermer ocağı gördünüz mü bilmiyorum. Gerçekten çok orjinal bir proses. Dağı delmeye başlıyorlar, ve deldikçe içinden mermer bloklar çıkıyor. İlk gördüğümde hem çok hoşuma gitmişti, hem de nefret etmiştim. Nefretimin sebebi, mermer tozu denen şey; rüzgarda dağlardan köye uçuyordu ve sabah temizlediğiniz balkonu günün geri kalan kısmında 3 kere daha temizlemek zorunda kalıyordunuz. Nedenini tam bilmiyorum ama son senelerde bu durum da azalmış ve vileda ile olan münasebetimiz eskisi kadar sık olmamıştır.

Saraylar köyü'nün bir diğer özelliği ise adanın en güzel denizli köyü olması. Bu arada Marmara adasında tahmin edebilceğinizden çok yerleşim yeri var. İlk akla gelenler; hayvancılık ve sebzecilik ile geçim sağlayan Topağaç (karpuzları yiyebilceğinizin en nefisi), henüz yolu olmayan ve eşşeklerle ulaşım sağlana Ayşe Kadın Köyü, hiç bir özelliği olmayan Gündoğdu, genelde yerli turistin geldiği Çınarlı, ve adanın merkezi olan Marmara. Saraylar Beldesi'nin denizi, adada diğer köylerde yaşayan insanların da gıpta ettiği ve haftasonları ziyaretçi akınına uğrayan bir pozisyonda.

Deniz bir yarım adayla ikiye ayrılmış, yarımadanın sağ tarafı 'Büyük Abroz', sol tarafı 'Küçük Abroz' diye adlandırılmakta. (Bazıları 'Abroz' yerine 'Abruz' kelimesini de kullanıyor) Bizim evimiz bu iki koy arasında, iki denize de 5 dakika yürüme mesafesinde. Bu noktada söyleyeceklerimi eminim çoğunuz çok komik bulacak. Fakat Saraylar'da dünyanın hiçbir yerinde görmeyeceğiniz şeyler olmakta. 'Büyük Abroz''un diğer bir ismi kadınlar plajı; adı üstünde sadece kadınların girebildiği bir plaj. Tabi bazı maceraperestler buraya kızlı-erkekli gelir ve erkekler tırmıklarla kovalanır. Abartı bir yana plajın sadece sol tarafında bu kural geçerlidir. Sağ tarafı sadece erkeklere tahsis edilmiş, ortası ise aile yeridir. Kadınların bazıları tesettürlü mayo demeye bin şahit olan; balık adam kıyafetleri ile denizde batmakla batmamak arasındaki o ince çizgide yaşar. Tesettürlü mayonun en büyük dezavantajı ise kuruma problemi. Zaten bu kadınların çoğu yazı cırcır olarak geçirir.

Saraylar köyünün diğer ilginç yanı ise; Mimar Sinan Üniversitesi heykeltraş bölümünün yazın gelen öğrencilerinin 3 ay boyunca workshop yapması. Yaptıkları heykelleri köyün her yerinde görebilirsiniz. İlginç olan tarafa gelcek olursak bu heykellerin bir kısmı cinsel içeriklidir ve köy halkı tarafından hiç tasvip edilmez. Bunun en güzel örneği çıplak kadın heykellerinin üzerine örtü örtülmesidir. Bir diğer şey ise Ramazan ayı boyunca hiçbir yerde alkol bulamazsınız ve alkol satışı yaparken yakalanan esnaf yerden yere vurulur. Ama komiktir ki ne zaman bayram başlar, içki satışlarında patlama olur ve stoklar ilk gün akşam üzerine kadar erir.

Böyle tezatlıklar içinde olan Saraylar'a tekrar dönüş yaptığımda yaşımdan olacak, ya da iş hayatının tokatını yemiş olmak olucak, tatilde tek yapmak istediğim bütün gün deniz kenarında yatıp, kitap okumaktı. Ama tabi herşey planlandığı gibi olmuyor. Saraylar benim bıraktığım yerde kalmamıştı. Son 10 senede kendini gerçekten geliştirmiş, belediye iyi çalışmıştı. Yollar yapılmış, yeni yeni restaurantlar açılmış, gençlerin takılabilceği yerler artmış, çocuklar lastikle değil sörf tahtası ile tanışmıştı. 'Küçük Abroz''da 'Murat'ın yeri' (aka Palatia; Saraylar'ın eski ismi) açılmış, içeri de ping pong masasından, playstation'a aradığınız tüm eğlence vardı. Akşamları Murat sinemada oynayan filmleri açık havada perdeye yansıtarak gösteriyordu.

Bir köy bu kadar mı değişir, resmen upgrade etmişti. Yani desktop PC'leri atıp, dizüstünün yaygınlaşması bile bu değişim yanında az kalırdı. Son yaz gerek işsiz olduğumdan, gerekse İstanbul'da anormal para harcamaktan kaçındığımdan çoğu zamanı adada geçirdim. Gelen herkesi kendine hayran bırakan köy, beni de can evimden vurmuştu. İstanbul'a dönmek zorunda kaldığım zamanlarda acılı vakit geçirir olmuştum. Maalesef en son 2 hafta önce sezonu tamamen kapatıp İstanbul'a dönmek ve kaldığım kaotik hayata devam etmek zorunda kaldım. Bir an önce tekrar yaz gelsin diye beklemekten başka çarem yok..

Abroz Villa
Saraylar Köyü'ne gitmek isterseniz iki alternatifiniz var. (İstanbul'dan gelenler için) Biri; direk arabanıza atlayıp Tekirdağ'a gitmek ve oradan arabalı feribotla 1buçuk saatte direk Saraylar'a varmak. Diğeri; Bostancı ya da Yenikapı'dan deniz otobüsü ile Marmara merkeze gidip, oradan otobüs ile Saraylar köyüne gitmek. (40 dakikalık bir yoluculuk) Saraylar'da 2 tane otel var köyün içinde. Başka bir seçenek önceden rezervasyon yaptırarak 'Abroz''da kiralayabilceğiniz villalar. Daha fazla bilgi almak için: http://www.saraylar.bel.tr/



















2 yorum:

  1. Avşa, ulaşımı konumu itibari ile sadece deniz yolu ile yapılabilmektedir. Çünkü Avşa bir adada bulunmaktadır. Ancak adaya ulaşmak için ulaşmanız gereken iskeleler de ulaşım açısından son derece kolay bir yerdedir. Marmara bölgesinin ulaşım olanaklarının hemen hemen tümüyle bu yerlere kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

    Avşa’ya ulaştıktan sonra yapacağınız en karlı iş Avşa otelleri arasından bütçenize göre bir otel bulmak ve orada yapacağınız keyifli bir tatil için konaklama ihtiyacınızı karşılayacağınız yeri kiralamaktır. Avşa otelleri fiyat bakımından çeşitli avantajlı teklifleri ile size mutlaka bir çözüm bulacaktır. Avşa adası otelleri birçok tatil beldesinin otellerinden daha konforlu dekorasyonu ve çalışkan personelleri ile hizmet denildiği zaman mutlaka adından bahsettirmektedir.

    Avşa adası otelleri size sunacağı cazip tekliflerle kısa, orta ve uzun vadeli tatillerinizde uygun fiyatlar sunarak sizi günübirlik bir tatil sonrası mutsuz şekilde yaşadığınız şehre geri yollamaz. Avşa adası pansiyonlar bakımından da zengin bir yelpazeye sahiptir. Buradaki pansiyonlar da otellerle yarışacak hizmet anlayışı ile çalışmaktadır. Yine uzman ve hızlı personeli sayesinde Avşa adası pansiyonlar konusunda da beldenin turizmine büyük fayda sağlar ve oluşan beğeni duygusu beldeye mutlaka artan turist sayısı olarak döner.

    Avşa adası otel fiyatları az önce de kısmen bahsettiğimiz gibi sektörde hizmet veren firmalarla rekabete açık ancak belirli bir standardı yakalamaya çalışan hizmet anlayışının karşılığını en iyi şekilde yansıtacak bir bedel olarak talep edilmektedir. Avşa adası otel fiyatları bütçenizi fazla zorlamaz. Yapabileceğiniz en uygun tatili yapmanız için size büyük avantajlar sunar. Avşa otelleri her şey dahil fiyatlarla erken rezervasyonun tadını da çıkartabilirsiniz. Erken rezervasyon sayesinde Avşa otelleri her şey dahil fiyatlardan faydalanarak tatili daha da ucuza getirebilirsiniz.

    Ucuz ve de konforlu tatil, Anadolu’nun değerli insanlarının bütçesine uygun seçeneklerle Avşa adası apart fiyatları da size alternatif tatil seçenekleri sunar. Tatili daha da ucuza getirmek ve ailece konaklamak istiyorsanız bu apartları öneririz. Avşa adası apart fiyatları konaklamanın türü dolayısıyla otele nispeten aile için daha uygun olmaktadır.

    Fiyatları da yekûnda çok gibi görünse de günlük ve kişi hesaba vurulduğunda hayli uygun fiyatlarla tatil olanakları sunduğu açıkça anlaşılacaktır. Avşa apart fiyatları eğer abartılı buluyorsanız ve Avşa’dan da vaz geçemiyorsanız yapmanız gereken en iyi şey erken rezervasyondur. Hatta sezon başlamadan çok önce bu apartları istediğiniz tarihler için kiralayarak fiyatları daha da düşürebilirsiniz.

    YanıtlaSil
  2. Kardeş 3 gündür adayı çözmeye çalışıyorduk...bilgiler harika hem eğlendirdi hem güldürdü...
    Ada tam mütedeyyin yeri, yani tam bize göre, bilgi için teşekkürler

    YanıtlaSil